top of page
Yazarın fotoğrafıStj. Av. Gamze Elif Okşaş

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARINA İLİŞKİN YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE REVİZYON YASAĞI


GİRİŞ


Yabancı bir ülkede verilen mahkeme kararı ‘kural olarak’ yalnızca verildiği ülke ile sınırlı olmak üzere hüküm ve sonuç doğurur. Bir yabancı mahkeme veya hakem kararının Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması veya tenfizine karar verilmesi gereklidir. Tanıma ve tenfiz taleplerine ilişkin olarak; kanun, uluslararası anlaşmalar ve uluslararası kabul gören ilkeler bir arada anılacağından, her konu özelinde, talebin, dikkatle incelenmesi gerekmektedir.

Yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi için gerekli şartlar, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 54. maddesinde ve Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 Tarihli New York Sözleşmesi’nin 5. maddesinde sıralanmıştır.

Tenfiz şartları


MADDE 54 – (1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.

b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.

New York Konvansiyonu Madde 5

New York Sözleşmesi hükümlerine göre, yabancı bir hakem kararının Türkiye’den tenfiz edilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:

a) Tahkim anlaşması yapmaya taraflar ehil olmalı ve de tahkim anlaşması tarafların seçtiği hukuka yoksa hakem kararının verildiği yer hukukuna göre geçerli olmalıdır.

b) Aleyhine tenfiz istenen taraf, hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından haberdar edilmiş olmalı veya diğer bir sebepten delillerini ikame etme hakkından mahrum bırakılmamış olmalıdır.

c) Hakem kararı, tahkim anlaşmasında yer alan uyuşmazlığa ilişkin olmalı veya hakemler, tahkim anlaşmasının kapsamı dışında karar vermemiş olmalıdır.

d) Hakem mahkemesinin teşekkülü ile tahkim yargılamasının yürütülmesi taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine uygun olmalı, böyle bir hüküm yok ise, tahkim yargılamasının yürütüldüğü ülke hukukuna aykırı olmamalıdır.

e) Karar, taraflar açısından bağlayıcı olmalı ya da verildiği ülke hukukuna göre veya tahkimin tabi olduğu ülke hukukuna göre iptal edilmemiş veya icrası geri bırakılmamış olmalıdır.

f) Karar, tenfizin talep edildiği ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümüne imkan tanıyan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır.

g) Karar, tenfiz devletinin kamu düzenine aykırı olmamalıdır. [1]

Türk hukuk sisteminde, tanıma veya tenfize konu yabancı mahkeme ve hakem kararlarının esasına girilerek incelenmesi mümkün değildir. ‘’Revision au fond’’ olarak bilinen esastan inceleme veya revizyon yasağı gereğince, tanıma ve tenfiz davalarında yabancı mahkemenin uyuşmazlığa uyguladığı maddi hukuku doğru tayin edip etmediği veya doğru tatbik edip etmediği yahut delilleri doğru değerlendirip değerlendirmediği de önem arz etmemektedir. [2]

Yargılamadaki hukuka aykırılıklar, maddi vakıalar ve delillerin tespiti ve uygulanması, ancak söz konusu tenfiz şartlarından birinin kapsamına girdiği ölçüde incelenecektir. Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğuracaktır. [3]

Doktrinde revizyon yasağının dayanağı, MÖHUK 55/2 maddesi: ‘’(2) Karşı taraf ancak bu bölüm hükümlerine göre tenfiz şartlarının bulunmadığını veya yabancı mahkeme ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu öne sürerek itiraz edebilir.’’ hükmü ile ifade edilmiştir.

New York Anlaşması madde 3’e göre de ‘’Akit devletlerden her biri, hakem kararlarının geçerliliğini tanıyacak ve bunların dermeyan edildiği ülkede yürürlükte olan usul kaideleri gereğince aşağıdaki maddelerde yazılı şartlar -(Madde 5’teki tenfiz şartları)- dairesindeki icrasını temin edecektir.’’

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2010/1 E. 2012/1 K. sayılı ve 10.02.2012 tarihli kararında;

‘’Tenfiz mahkemesinin, yabancı mahkemenin esasa uyguladığı hukuku ve aynı şekilde kendi usul hükümlerini doğru uygulayıp uygulamadığını inceleme ve yabancı ilamın içeriğini tetkik etme olanağı bulunmamaktadır (2675 s. MÖHUK m.38/c, 5718 s. MÖHUK m.54/a, b, c, ç).

…Önemle vurgulanmalıdır ki, tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz.’’ ifadeleri ile revizyon yasağı açıkça kabul edilmiştir. [4]

Bunun yanında, MÖHUK madde 23, Fikrî mülkiyete ilişkin haklara uygulanacak hukuk başlığı altında;

‘’(1) Fikrî mülkiyete ilişkin haklar, hangi ülkenin hukukuna göre koruma talep ediliyorsa o hukuka tâbidir.

(2) Taraflar, fikrî mülkiyet hakkının ihlâlinden doğan talepler hakkında, ihlâlden sonra mahkemenin hukukunun uygulanmasını kararlaştırabilirler.’’ hükmünü amirdir.

Fikri ve sınai mülkiyet hakları söz konusu olduğunda, bu haklar, ülkesellik prensibi gereği yalnızca o ülke sınırları içerisinde koruma altına alınmaktadır. Fikri mülkiyet haklarında ülkesellik prensibi, bu haklar ile bulundukları ülke arasında oluşan bağı ifade etmektedir. Ülkesellik prensibi gereği her ülke, maddi ve şekli koşulların karşılanması kaydıyla fikri mülkiyet haklarını kendi ülkesinin sınırları içerisinde korumaktadır.

MÖHUK 54/1-b maddesinde ise, tenfiz kararı verilebilmesi için yabancı mahkeme ilâmının, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir. Münhasır yetki doğrudan kamu düzeniyle ilgili olduğundan, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda karar verilmiş ise başkaca bir husus araştırılmasına gerek olmaksızın tenfiz talebinin reddi gerekecektir. [5]

Anlaşıldığı üzere, kural olarak; fikri mülkiyet haklarının tescili, iptali, hükümsüzlüğü, tecavüzün tespiti ve önlenmesi gibi konulara ilişkin yabancı mahkeme ve hakem kararlarının, ülkesellik prensibi ve münhasır yetki kuralı gereği tanınması ve tenfizi mümkün olmayacaktır.

Bununla birlikte yabancı bir ülkede fikri mülkiyet haklarına dayanan bir dava sonucunda tazminata hükmedilmiş ise, kararının tazminata ilişkin hükmünün tenfiz edilebileceği belirtilmektedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/1376 E. ve 2014/4242 K. sayılı ve 06.03.2014 tarihli kararında; ‘’Davacıların ... tenfizini istedikleri Mahkemesi tarafından davalı aleyhine verilen kararın markaya tecavüzün tespiti, ortadan kaldırılması, verilen hükmün ilanı ve tazminat kısımlarından oluştuğu anlaşılmış olup, kararın markaya tecavüzün ortadan kaldırılması ve hükmün ilanına ilişkin kısımlarının niteliği gereği ancak kararı veren mahkemenin bulunduğu yabancı ülkede infaz edilebilecek olup, kararın söz konusu kısımları için ... tenfiz kararı verilmesi yasal olarak mümkün değildir. Esasen davacılar da dava dilekçesinin içeriğinde söz konusu kararın kesinleşmesine ve davalıya ihtar göndermelerine rağmen davalının kararda hükmedilen tazminat ve cezayı ödemediğini ileri sürerek, tenfiz isteminde bulunmuş olmalarına göre tenfiz isteminin, kararın ... infaz edilmesi mümkün olan tazminat ve para cezası kısımlarına yönelik olduğunun kabulü ile bu kısımlara yönelik olarak yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesi gerekirken..’’ şeklinde hüküm kurmuştur. [6]

SONUÇ


Türk hukuk sisteminde; yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin hükümler 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu ve Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 Tarihli New York Sözleşmesi’nde düzenlenmekte olup, hakimin, bu şartlar çerçevesinde kararı inceleme yetkisi mevcuttur. Fikri mülkiyet haklarına ilişkin yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanınması ve tenfizi ise, ülkesellik prensibi ve münhasır yetki kuralı gereğince kural olarak mümkün değildir. Ancak, fikri mülkiyet hakkına vaki dava sonucu uğranılan zararın tazmini şeklindeki yabancı mahkeme ve hakem kararlarının yalnızca tazminata ilişkin kısmının tenfiz edilebilmesinin mümkün olduğu belirtilmektedir.

Her koşulda, yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin; hüküm, ilke ve görüşlerin ayrıca incelenmesi gerektiği de dikkate alınmalıdır.

KAYNAKÇA


[1] ÇELİKEL, Aysel / ERDEM, Bahadır, Milletlerarası Özel Hukuk, 16. Bası, 2020, Beta Yayıncılık

[2] ŞANLI, Cemal / ESEN, Emre / ATAMAN FİGANMEŞE, İnci, Milletlerarası Özel Hukuk, 2016, Vedat Kitapçılık, s. 489-490

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2555 E. 2019/391 K. sayılı ve 16.01.2019 tarihli kararı

[4] Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 2010/1 E., 2012/1 K. sayılı ve 10.02.2012 tarihli kararı

[5] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/52 E., 2021/671 K. sayılı ve 03.06.2021 tarihli kararı

[6] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/1376 E., 2014/4242 K. sayılı ve 06.03.2014 tarihli kararı


Sanat Hukuku Enstitüsü Proje Direktörü

Av. Gamze Elif Okşaş

Comentarios


bottom of page